Köy öğretmeniyim Demircilik'te.
Mevsim ilkbahar bulutlar gökte.
Silinmez bir ses yer alır bellekte.
Karasabanda çift öküz, ho babam ho!
Kara öküz, al öküz, saban ve boyunduruk...
Tutmuş yaşlı köylüyü kuruca bir öksürük.
Yalın ayakları, nasırlar hep yarık.
Karasabanda yaşlı dayı, ho babam ho!
Kış gelince köylüler gelirler bir araya.
Çoluk çocuk, kadın kız bakarlar bir tarlaya.
Kırda ilkel aletlerle kazanılır ekmek.
Karasabanda on nüfus ho babam ho!
Herge yaklaştım "merhaba köylü dayı."
"Merhaba hocam," otur dedi; serdi abayı.
Abasıdır; halısı, odası, sarayı.
Kara sabanda tüm bereket ho babam ho.
Sardı sigarasını mola vermişken.
Aksırıp öksürdü sohbet ederken.
Henüz yorulmamıştı, daha çok erken.
Tüm güzellik kara sabanda, ho babam ho!
Yağmurdan bahardan, buluttan söyleştik.
Gün görmüştü dayı geçmişten konuştuk.
Döndük, dolaştık, sevgide birleştik.
Karasabanda umut türküsü ho babam ho!
Bir çocuk göründü, on oniki yaşta.
Kahvaltı getirmiş, indirdi yavaştan.
Sürahi dolu ayran, ekmek lavaştan.
Kara sabanda kanaat, ho babam ho!
Köylü dayı ya Allah dedi, yekindi.
Yaşliydi ama daha çetindi.
Topladı abayı, şöyle bir silkindi.
Geçti Karasabana, ho babam ho!
Bakakaldım giderken köylü dayı.
Bıkmadan baştan başa sürecek bu tarlayı.
Sana sağlık, sana kuvvet dedim ayrıldım.
Sabır da var Karasabanda ho babam ho!
MÜSLÜM GÜÇ - ŞANLIURFA

Yorumlar
Yorum Gönder