Gün devrilip el ayak çekilince sokaktan
kor gibi yalnızlığın bağrına gömülürsün
yanıp sönen hayaller bir el eder uzaktan
kuşanıp yağmurunu bir boşluğa yürürsün
sessiz bir feryat düşer, sükûtun ortasına
her şey, herkes yabancı kesilir birden sana
sığınsan da kırık bir umudun arkasına
vuslatın sılasından hicrana sürülürsün
vehimlerin yankısı çınlatır kulağını
ıssızlık yüreğine dokumuştur ağını
göremezken karanlıkta solunu ve sağını
bir dehlizin sonunda bir uçurum görürsün
gecenin kollarına bırakırsın kendini
hafif bir rüzgâr okşar anne gibi tenini
sislenmiş hatıralar sarıp sarmalar seni
örselenmiş kalbinle maziye süzülürsün
ırarsın üzerine üşüşen gölgelerle
bilemezsin nereye varılır bu seferle
yılların suretine serdiği çizgilerle
ince ince kıyılır, ezilir, üzülürsün
şehrin son ışıkları çekilir üzerinden
son bir buse alırsın solgun gülüşlerinden
el çekip allı morlu ipeksi düşlerinden
titreyen renklerinle siyaha dökülürsün
tekinsiz bir zamanın bilmem saat kaçında
elinde can çekişen son ümit yamacında
kalbini çevreleyen melalin kıskacında
taze bir fidan gibi eğilip bükülürsün
sen yürürsün yol yürür, sen bitersin yol bitmez
çığlık atsan da artık kimsecikler işitmez
siluetin noktaya dönüşür de nihayet
uzayan ufuklarda küçülür, küçülürsün.
MEHMET OSMANOĞLU | KAHRAMANMARAŞ
Yorumlar
Yorum Gönder