Alimler yurdudur aşıklar şehri
İllerin içinde ildir Birecik
Huduttan hududa akıyor nehri
Güllerin içinde güldür Birecik.
Fıstığın dalları yeşilli allı
Gözleri ahudur dilleri ballı
Asalet soydandır nasıl da belli
Suları çağıran dildir Birecik.
Urfa'nın kapısı bir büyük kapı
Bin yıldır duruyor yıkılmaz yapı
Nakşolmuş ayetler en güzel tapu
Ay yıldız üstünde aldır Birecik.
Çarşısı çarşıdır pazarı pazar
Gelip de kem gözler etmesin nazar
Doğudan batıya destanlar yazar
Vatan peteğinde baldır Birecik.
Gurbetten sılaya bir ince zincir
Dökülür dallardan zeytinle incir
Doğacak güneşi çağırır fecir
Fırat'ın üstünde saldır Birecik.
Bir küçük hisardır bir ulu nehir
Burçların koynuna kurulmuş şehir
Dostuna şekerdir düşmana zehir
O yüce Mevla'ya kuldur Birecik.
Bir yanı hoyrattır bir yanı Barak
Biberi acıdır suları berrak
Kalenin burcunda savrulur bayrak
Gönül mızrabında teldir Birecik.
Köprünün üstünde ışıklar yanar
Güllerin dalına bülbüller konar
Gün gelir yeşerir kurumuş çınar
Seherlerde esen yeldir Birecik.
Yazı gerdanlıktır kışı seyranlık
Sırrına erenler duyar hayranlık
Cümle misafire eyler yaranlık
Kervanlar sürülen yoldur Birecik.
Fırat'tan Dicle'ye eserken yeller
Kendirler örerdi nasırlı eller
Leylasız Mecnun'u neylesin çöller
Girani oynayan koldur Birecik.
Balığı şabuttur kebabı Balcan
Gündüzü ateştir gecesi duman
Kırk yıllık hatırı saklıyor fincan
Gönül mektubunda puldur Birecik.
Kelaynak kuşunun kanadı kara
Geçer mi yürekten aşk denen yara
Neylesin Nemrutlar düştüğüm nara
Yandığım ocakta küldür Birecik.
MEHMET BAŞ | NİĞDE
Yorumlar
Yorum Gönder