Ne dışarda kar yağıyor,
Ne de benim içime yağmur.
Kurudu dünya,
Tükendi göz yaşım.
İnsan ömrüne de kuraklık vuruyormuş,
Şimdi anladım.
Kırgınlıklarım birikti bu aralar,
Yaşama, yaşanmışa, yaşayamamışa.
Kendime, derdime, derdi verenime bile.
Kime çatayım, kimden sorayım hesap bilmiyorum.
Kaderimi yazana mı?
Dilime isyanı çalana mı?
Susmak mı lazım yine onu da bilmiyorum.
Susarak öleceğim ve içimde kalacak tüm çektiklerim.
İsyanımı yazma bana Rabb’im.
Ben yazdığına şikayetçi değil, şikayet edilenim.
“Ben bu hallere düşecek insan mıydım?” diyecek oluyorum.
Sonra çaresizce susuyorum.
Çaresizlik, ne zormuşsun sen de be!
Bunu da artık çok iyi biliyorum.
Yine bir şeyi bilmekten ölümüne nefret ediyorum.
Yorgunluklarım aldı başını gidiyor.
Nereye gittikleri değil önemli olan,
Nereye varacakları.
Biri söylesin şunlara gitmekle bitmeyecek,
Hatta yetmeyip daha çok eklenecek.
Dönüşü olmayan yolculuklar çekiyor canım uzun zamandır.
Ardıma bakmadan.
Baksam da zaten ardımdan üzülecek kimsenin olmayacağının bilincindeyim.
Sahi ben bu dünyada neciyim?
Yolcu mu?
Dertli mi?
Dertliysem, çektim sonuna kadar,
Tüm derdi, kederi.
Bence artık azat etmeli beni.
Yolcuysam da ne çok uzadı bu yolculuk.
İnecek yer zaten ezelden belli,
Bir an önce oraya gitmeli.
Ey hayat, sen de artık sal gitsin beni...
NURÇİN ARLI
Yorumlar
Yorum Gönder