Ateşe Bakan Adamın Dansı | Müştehir Karakaya | Van


 Med-cezirlerin içinden bana gel

dokun çiçek açsın gözlerin

güz yağmurlarıyla ıslat yüreğini

bir kuşun kanadına sar gamzelerini

senin için bu kenti yakmazsam

vur beni


diktiğin çiçeklerin kokusu gurbet

sahipsizliğin diğer adı ayrılık

sen yoksan bu memleket yıkık

bir taşın kaldırımda durduğunu

bozgun bir ordu gibi durduğunu

bitmiş bir sözün ardındaki derin gözleri

bir sır gibi aklımda tuttuğumu

cümle alem ayıplasın da

şehirlerde senin için kırıldığımı

bir ananın saçlarına dokunduğu gibi

yavrusunun

içimde top tüfek patladığını


haydi bana bırak kara gözlerini

ellerin ve saçların başkasının

biliyorum

ah anam, delilik gömleğim

kendimi vurmamla

bu kadar azap olmayacak

bu şehirde bu kadar el olmak

bir bebeğin kendi sesini yudumlamak

saçlarını ülkemin toprağı gibi

avuçlamak yetmedi unutmamamın bedeli

ateşlerde dans eden bedenin

çürüklerini saymaya gücüm yok

tükendiğim belli, avazım kısık

ateşe bakıyor danseden gölgem

yansam alev alev bağrımın şiddetinden

kor beni


kızgınlığımı bağışla

sana taşıyacak acılar bahşetmiştim

yüreğinin en derin çukurunda

garip bir kuşun kanadından kopardığım

ak ak teleklerle yazılmış bir mektup

dokumuştum

silmiş yazdığım tüm yazıları

zamanın gaddar silecekleri

kala kala bir nokta al gerdanında

bu ülkenin tüm masum çocukları


gelsen de gem vursan duygularıma

kurtarmayacak bu harlı ateşleri

çırpındıkça batıyor dikenli teller

yağmurlar yağdıkça seninleyim

dolu yağdıkça

güz ateşi bir kuşun kanadını yolacak

rüzgarlar boy atacak çakırkeyf gecelerde

kendimi salacağım yılanlı bahçelere

türkülerin sesine sesimi katacağım

eteklerin zil çalsa geçsen de günahından

ateşlerde dans eden gölgeme bakacağım


bir ölümle vurduğun denize saldın beni

bir intihar coğrafyası

ve yalınayak bir şiirle

yor beni.


MÜŞTEHİR KARAKAYA | VAN

Yorumlar