kırgın bir matemgâha döner dünya
ne yöne baksam, nereye gitsem
herkes sesinin derin uykusunda.
bana ellerini getirin bir çilingirin
aynada görülmez ruhumun rengi
dünya sır, metruk odadır dünya.
ezber bir dille konuşan ulaklar
hiç bilmediği boşluğa uzanarak
nasıl ölçsün gölgenin boyunu
ey kendini bilen, kendine ağla.
gözlerim bunca karayken/ gözlerimi
kaderden nasıl g/ayrı tutabileyim,
dünya dediğin kalbimin kiridir
gitmedim, kendimden uzağa.
kolların sancısıdır saatler
tik takı uzayan yollara heves,
kimin nasibi incinmiş güz ayazı
bohçada yağmurdan damla.
sesi değişir rüzgârın, duyarım
dişleri sıkılı birer yumruktur
gelip ağzıma yerleşen öfke.
ömrün ortasında bir başına
kalmışlığıma say geçen günleri
şakaklarıma serpilen mevsim
kendini sevdirir kendisine.
henüz vakit varken uykuya
şiirin, gözyaşın, ellerin ve kara
öten kuş, açan çiçek, açık pencere
sana adımı unutturmasın leyla.
Mustafa IŞIK | VAN
Yorumlar
Yorum Gönder